GEÇMİŞİNİ SİLEBİLİR MİSİN?
Gerçekten giymek istediğin bir forma vardır hayatın boyunca.. O forma altında hissedersin aidiyet duygusunu.. Bu yüzdendir Türkiye Kupası'nı finalde kaybeden Mustafa'nın tribüne gitmek istemeyişi, bu yüzdendir ''nasıl bakarım yüzlerine'' diye dışarıya vurduğu iç hesaplaşması.. Tribündeki adamdır O aslında.. 50 metre daha aşağıya inmiş, antreman yapmış, çocukluğundan beri hayalini kurduğu formayı sadece halı sahada değil, bizzat binlerce ''Mustafa'nın'' önünde giymiştir. ''Profesyonellik'' belası aklına düşmemiş, sadece kendi attığı gole değil, Trabzonspor formasını taşıyan ''düşmanı'' dahi olsa topu kaleye her ittirenin arkasından deli gibi koşmuştur..
Hani Mehmet Yılmaz iç çeker ya O'na Trabzonspor dendiğinde, gözleri dolu dolu olur rakip takımda olsa dahi.. ''Memleketim'' derken içinin titremesi bizi de bir hoş eder ya öyledir işte giymek istediğin formaya uzaktan bakmanın acısı.. Yoksa Hasan Üçüncü neden Trabzon'da Trabzonspor'u deviren golü attığında sevinmesin?
''Trabzonspor'un kaptanı olup, başka takımın kaptanının arkasında sahaya çıkmak istemezsin'' Dozer gibi ezer geçersin ''endüstriyel futbolu'' ama herkesin hikayesi de, kaderi de aynı olmaz....
''Başbakan'' yeğenini kolundan tuttuğu gibi Trabzonspor'un kapısına mı getirdi, yoksa hiç uğramadan başka formaları mı tercih etti halen şehir efsanesi olarak yerini korur güzel memleketimde.. Dönemine göre bir öyle söylenir, bir böyle de kader seni kolundan tuttuğu gibi hem de tam 2010-2011 sezonunda ''düşman hattında'' bulundurunca geçmişi silmek o kadar da kolay olmaz.. Ekmek yediğin, formasını terlettiğin camiaya verdiğin hizmet kendi aileni ve sevdiklerini gururlandırır da, kambur gibi peşinden gelmeyi de ihmal etmez. Ankaraspor'da Murat Tosun ile sivrildiği dönemin sonunda Ankaraspor'dan hocası (Türkiye'de Özer'in yeteneklerine en çok inanan insandır Aykut Kocaman) Aykut Kocaman'ın gözünü kırpmadan Fenerbahçe'ye getirdiği Özer Hurmacı burada yeteneklerini sergilese de, sakatlık belası başından eksik olmadı. Buna rağmen kimi zaman büyük eleştiriler almasına rağmen Aykut Kocaman sağlıklı olduğu her dönem Özer için Fenerbahçe rotasyonunda yer açmayı ihmal etmedi. 2011'de masa başında kazanılan şampiyonluk sezonunun ardından Özer'in Fenerbahçe kariyerinin sonuna gelindi. Kasımpaşa deneyiminin ardından ait olduğu yere, sırtında taşıdığı bir çok ''günahla'' geldi. Şike süreci olmasa belki de bu kadar bahsedilmeyecek olan Fenerbahçe kariyeri dallandı budaklandı ancak sadece ait olduğun yerde gösterebilecek bir ''direnişle'' Özer her maç, her dakika formasına daha da yapıştı. Sivas'ta maçı 3-0'dan 4-0'a bağlayan golü attığında kimilerine göre ''abartılı'' olan sevinci aslında içinde biriktirdiklerinin isyanıydı. Ne Fenerbahçe'de ne de Kasımpaşa'da hiç bu kadar iyi, hiç bu kadar ciğerden topun peşinde koşmamıştı Özer.. Şimdilik 1 aylığına dizini bıraktı sahada, belki de O'nun yokluğu Trabzonspor'u önümüzdeki sezon Avrupa Kupaları'na gitme yolundan alıkoyacak ama ''Trabzonludan daha Trabzonlu'' olan Onur Kıvrak ve Mustafa Yumlu'nun ardından ''bordo mavi sevdaluk'' önümüzdeki sezon için üçüncü bayrak adamını takımın kadrosuna katmış durumda..
* * *
Sivas'ı, Eskişehir'i unutun... Asıl gol sevincini Fenerbahçe önümüzdeki sezon Süper Lig'de olursa o zaman göreceksiniz.
FARUK TURUTOĞLU
VİRA FORUM'DA YORUMLAMAK İÇİN TIKLA
Bu yazı 1417 kez okundu